Maaş zammı ile ilgili flaş açıklama! Üç ayda bir enflasyon farkı...

Temmuz zammı şimdiden milyonlarca çalışanın gündeminde. Maaş zamları ile ilgili önemli bir açıklama yapıldı. Enflasyon zammının aylık ya da 3 aylık olarak yapılması gerektiği vurgulandı.

Maaş zammı ile ilgili flaş açıklama! Üç ayda bir enflasyon farkı...
12 Nisan 2022 Salı 10:47 tarihinde eklendi, 28.711 kez okundu.
2021 yılında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 36.08 oranında arttı. Asgari ücret brüt yüzde 40, net yüzde 50 oranında artırıldı. Memur maaşları ise yüzde 7.5’lik toplu sözleşme zammına ilaveten geçen yılın ikinci yarısındaki enflasyon farkı ile birlikte yüzde 30.95 oranında zamlandı. Yılın ilk üç aylık döneminde TÜFE artışı ise yüzde 22.81 oldu.
 
Ara zam olmadığı takdirde asgari ücret yıl boyunca uygulanacak. Memur maaşlarına ise temmuz ayında bu yılın ilk yarısındaki enflasyon farkı yansıtıldıktan sonra yüzde 7 toplu sözleşme zammı yapılacak.
 
Kamuoyunda bir süredir asgari ücrete temmuz ayında ara zam olup olmayacağı tartışılıyor. Hükümet ile yapılan kamu görevlileri toplu sözleşme görüşmelerinde tüm hizmet kollarını temsil eden MEMUR – SEN Konfederasyonu Genel Başkanı Ali Yalçın, ara zam tartışmaları ile ilgili sorularımızı yanıtlarken, ücret ve maaş alanların yüksek enflasyona karşı korunabilmesi için geçmişte olduğu gibi eşel – mobil sisteminin uygulanmasını önerdi. Enflasyonun geçmişte bu kadar yüksek olmadığını, şimdi yüksek enflasyon yaşandığını belirten Yalçın, şöyle konuştu:
 
 
“Bu tür enflasyon dönemlerinde zammı ve enflasyon farkını almak için 6 ay beklenmemeli. Aylık ya da en geç 3 aylık dilimler halinde enflasyon farkları ödenmeli. Ayda bir olmasa da 3 ayda bir fark ödenmeli. Aksi halde ücret maaşla çalışanların alım gücü düşüyor, hatta kayboluyor. Bordro mahkûmları ve dar gelirliler yüksek enflasyonda ezilir. Alım gücü düşer. Gelir dağılımı bozulur.”
 
Ali Yalçın, önceden maaşlara zam yapıldıktan sonra enflasyon farkının üçüncü, dördüncü, hatta altıncı ayda ortaya çıktığını, şimdi ise ilk aydan itibaren enflasyon farkı meydana geldiğini söyledi.
 
EŞEL – MOBİL NASIL UYGULANDI?
 
Necmettin Erbakan başkanlığındaki 54. Hükümet’in görevde olduğu 1997 yılında kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde aylık eşel – mobil sistemi uygulanmaya başlandı. Toplu iş sözleşmesiyle 1997 yılı birinci altı aylık döneminde ücretlere ortalama yüzde 84.4 oranında zam yapıldı. Birinci altı ayı izleyen dönemde ise ücretlerin her ay gerçekleşen aylık enflasyon oranı kadar artırılması kararlaştırıldı. Eşel – mobil uygulaması, kamu işçilerinin 1997 – 1998 yıllarını kapsayan toplu iş sözleşmesi süresince uygulandı.
 
 
Memur maaşları ise 1 Ocak 1997 tarihinde yüzde 30 oranında artırıldı. Ancak, Nisan 1997’de yapılan ikinci bir düzenleme ile yine 1 Ocak 1997 tarihinden geçerli olmak üzere 31 Aralık 1996 tarihinde yürürlükte olan memur maaşlarına yüzde 18 - 40 oranında ek zam yapıldı. Yılın ikinci yarısı için de 1 Temmuz 1997 tarihinden geçerli olmak üzere yüzde 35 oranında zam gerçekleştirildi.
 
Mesut Yılmaz başkanlığındaki 55. Hükümet’in görevde olduğu 1998 yılında ise memur maaşlarına ilk yarıda yüzde 30 zam yapıldı. Ayrıca öğretmen maaşlarına yüzde 18 oranında ek iyileştirme, emniyet mensuplarının fazla mesai ve özel hizmet tazminatlarına da değişen oranlarda artış gerçekleştirildi. Memur maaşlarına 1 Temmuz - 30 Eylül 1998 dönemi için yüzde 20, 1 Ekim-31 Aralık 1998 dönemi için de yüzde 10 oranında zam yapıldı.
 
 
Başka bir ifadeyle 1997 – 1998 yıllarında kamu işçileri için aylık, memurlar için de 3’er aylık dönemlerde zam yapıldı.
 
EŞEL – MOBİL UYGULAMASI SIRASINDA REEL ÜCRETLER NE OLDU?
 
Türkiye 1994 krizi dolayısıyla 1990’lı yıllarda yüksek enflasyonla yaşamak zorunda kaldı. 1993 bazlı tüketici fiyat endeksi (TÜFE) 1995’te yüzde 76, 1996’da yüzde 79.8, 1997’de yüzde 99.1, 1998’de yüzde 69.7, 1999 yılında da yüzde 68.8 oranında arttı.
 
Yüksek enflasyon dolayısıyla 1994 yılında 100 olan Reel Net Ele Geçen Ücret Endeksi 1996 yılına gelindiğinde kamu işçilerinde 62.2’ye, özel sektör işçilerinde 93.4’e geriledi. Buna karşılık memurlarda 102.5’e, asgari ücrette ise 110.6’ya yükseldi.
 
Kamu işçilerine eşel – mobil sisteminin uygulandığı 1997 ve 1998 yıllarında endeks sırasıyla 74.1 ve 73.1 olarak gerçekleşti. Özel sektör işçilerinde ise 90.6 ve 105.9 oldu. Endeksin düşmesi ücretlerin enflasyon karşısında reel olarak azalması anlamına geliyor.
 
Eşel mobil uygulamasının 1998 yılında sona ermesinin ardından, 1999 yılına gelindiğinde ise söz konusu endeks kamu işçilerinde 103.8 özel sektör işçilerinde 118.2, memurlarda 123.1, asgari ücrette 154.9 oldu.
 
 
Kamu işçilerinin ücretleri 1995 ve 1996 yıllarında reel olarak yüzde 17.1 ve yüzde 25.0 oranında azalırken, 1997’de reel olarak yüzde 19.2 arttı, 1998 yılında ise yüzde 1.3 oranında azaldı.
 
YALÇIN: HERKESE 3600 EK GÖSTERGE OLMAZ
 
Memur – Sen Genel Başkanı Ali Yalçın 3600 ek gösterge ile ilgili sorularımızı da yanıtladı. Yalçın, 3600 ek gösterge verilmesi öngörülen öğretmen, polis, hemşire ve din görevlilerinin kamu çalışanlarının yaklaşık yüzde 80’ini oluşturduğunu, diğer kamu çalışanlarının dışarıda bırakılmasının doğru olmayacağını savundu.
 
Ancak, 3600 ek göstergenin herkese verilemeyeceğini belirten Yalçın, ek göstergenin kademeli olarak artırılması gerektiğini söyledi. Yalçın, tek başına ek göstergenin artırılmasının da bir anlam ifade etmeyeceğini, tazminat yansıtma oranının da artırılması gerektiğini ifade etti. Ali Yalçın, 3600 ek gösterge ve yeni tazminat yansıtma oranı ile öğretmenlerin emekli aylığında 1300 TL dolayında artış olacağını kaydetti.
 
Mayıs ayında bir toplantı daha yapacaklarını belirten Yalçın, hizmet kollarının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile ayrı ayrı görüşerek kendi alanlarıyla ilgili görüş ve önerilerini anlattıklarını söyledi. (Ahmet Kıvanç / Habertürk)